Kanser beraberinde getirdiği sağlık
sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli mücadele gerektiren
bir hastalıktır.
Ülkemizdeki son kanser verilerimizi
genel olarak değerlendirdiğimizde;
* Erkeklerde en sık görülen
kanserler akciğer ve prostat kanseri iken, tütüne bağlı kanserler erkeklerde
önemi önemini korumaya devam etmektedir.
* Kadınlarda en sık görülen meme
kanseri, her 4 kadın kanserinden birisi olmaya devam etmektedir
* Hem erkeklerde hem de kadınlarda
bağırsak (kolorektal) kanseri, üçüncü en sık görülen kanser türüdür.
* Çocukluk çağı kanserlerinde
ise lösemi ,en sık görülen kanser türüdür.
“Dünya Kanser Günü” her yıl 4 Şubat
günü; kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak,
kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan
kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek amacıyla dünya genelinde
kutlanmaktadır.
Uluslararası Kanser Savaş Örgütü
(UICC) tarafından bu yıl yayınlanan bildirgede, kanserle mücadele hususunda
dünya genelinde yapılması gerekenler ve bu konudaki önemli noktalar aşağıdaki
şekilde vurgulanmıştır;
Kanseri Önleme ve Riski Azaltma
Günümüzde kanserin %30-50’si önlenebilir.
Bu, risk faktörlerinden kaçınma ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejilerini
uygulama yoluyla başarılabilir. Birçok kanserin iyileşme olasılığı, erken tanı
konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse yüksektir.
Tütün kullanımı, önlenebilir en büyük
kanser nedenidir ve sigarayı bırakmak kanser riskimizi azaltmak için
yapabileceğimiz en iyi şeylerden biridir. Tütün kullanımının; ağız kanserleri,
akciğer, karaciğer, mide, bağırsak ve yumurtalık kanserlerinin yanı sıra bazı
lösemiler de (kan kanserleri) dahil olmak üzere yaklaşık 15 farklı kanser
türüne neden olduğu bulunmuştur. Hangi yaşta olunursa olsun sigarayı bırakmak
büyük bir fark yaratır, yaşam süresini uzatır ve yaşam kalitesini yükseltir.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre, yaygın
kanserlerin en az üçte biri sağlıklı bir diyetle, sağlıklı bir kiloyu korumak
ve fiziksel olarak aktif olmakla önlenebilir. Sağlıklı beslenmek (yeterli
miktarda meyve ve sebze ile lifli gıda tüketimi), sağlıklı bir kilonun
sürdürülmesi ve fiziksel aktivitesinin (her gün 30-40 dakika yürüyüş) günlük
yaşamın bir parçası haline getirilmesi, bağırsak, meme, rahim, yumurtalık,
pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer, ileri prostat ve safra kesesi
kanserleri gibi on kanser riskini azaltmanıza yardımcı olur.
Alkol kullanımı, ağız, yutak, gırtlak, yemek borusu,
bağırsak, meme, karaciğer ve bağırsak kanser riskinde artışa neden olur. Alkolün tüketim miktarının
artmasıyla tüm bu risklerde artış doğru orantılıdır, ancak alkol kullanımı ile
ilgili güvenli eşik yoktur. Dolayısıyla alkollü içecekleri hiç tüketmemek en
sağlıklı yoldur.
Nerede yaşarsanız yaşayın ve cilt tonunuz ne olursa
olsun, cilt kanseri riskinizi azaltmak için güneş ışınlarına maruziyeti
azaltmak ve bronzlaşma yataklarından ve solaryumlardan kaçınmak gerekir. Güneşin
UV ışınlarının en yoğun olduğu zamanlar gölgelik yerlerde kalınmalı ve koruyucu
giysiler giyilmelidir. Yüzde 99 - 100 UV-A ve UV-B koruması sağlayan bir güneş
gözlüğü, güneşe maruz kalmada göz hasarını önemli ölçüde azaltacaktır. Ayrıca güneş kremi kullanılmalıdır. Açıkta
kalan cilde, geniş spektrumlu bir SPF 30+ güneş kremi iki saatte bir ve
gerektiğinde daha sık uygulanmalıdır.
Bazı insanların yaptıkları işten
dolayı kansere neden olan maddelere maruz kalma riski vardır. Örneğin, kimyasal
boya endüstrisinde çalışan işçilerde mesane kanseri, normalinden daha yüksek
oranda görülmüştür. Asbest eski evlerde, binalarda ve iş yerlerinde özellikle
mezotelyoma adı verilen ve akciğer zarını tutan bir kansere neden olmakla
birlikte akciğer kanseri riskini de arttırmaktadır. Kanserojen maddelere maruziyet önlenerek
kanser riski ortadan kaldırılabilir.
Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Tüm kanserler erken belirti göstermez.
Bununla birlikte, birçok kanser bir şeyin doğru olmadığına dair işaretler
gösterebilir veya gösterir. Bunlar başlıca meme, rahim ağzı (serviks), kalın
bağırsak (kolorektal), cilt, ağız (oral) ve bazı çocukluk kanserleridir. Bunu
bilmek önemlidir, çünkü kanseri erken teşhis etmek neredeyse her zaman tedavi
etmeyi ve hatta iyileştirmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu da kanser tanısı alan
insanlar için hayatta kalma ve yaşam kalitesini arttırma şansı anlamına
gelmektedir. Dahası, bazı kanserlerin erken uyarı işaretlerini tanımak düşük
maliyetlidir ve çoğu durumda herhangi bir özel teknoloji gerektirmez. Her
birimiz vücudumuz için neyin normal olduğunu bilme ve olağandışı değişiklikleri
tanıma konusunda doğru bilgileri Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim
Merkezleri (KETEM) , Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri
(SHM) ve Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) çalışan sağlık çalışanlarından
alabiliriz.
Artan farkındalık ve doğru bilgi ve
tecrübeler, hepimize kanserin erken uyarı işaretlerini tanıma, sağlığımız
hakkında bilinçli seçimler yapma ve kanser hakkındaki korku ve yanlış
algılarımıza karşı koyma konusunda güç verir.
Ülkemizde Yürütülen “Kanserde Erken
Teşhis” Programları
Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü
tarafınca taranması önerilen; meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri
için, toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları
yürütülmektedir. Ülke genelinde kanser taramaları; Kanser Erken Teşhis, Tarama
ve Eğitim Merkezleri (KETEM) , Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat
Merkezleri (SHM) ve Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) de ücretsiz olarak
yapılmaktadır.
Meme kanseri taramaları,
40-69 yaş arasındaki kadınlara yılda bir klinik meme muayenesi 2 yılda bir
mamografi çekilmektedir.
Kalın bağırsak kanseri taramaları, 50-70
yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir gaitada gizli kan testi (GGT) ve
10 yılda bir kolonoskopi ile yapılmaktadır. Dışkıda gizli kan saptanıp
kolonoskopi yapılan kişilerde henüz kanserleşmemiş polip halindeki tümörler
tespit edilerek kanser gelişmesi önlenebildiği gibi, kanser gelişmiş olan
olgularda da erken teşhis ile ölüm oranları azaltılmaktadır.
Rahim ağzı kanserleri taramaları, 30
- 65 yaş arası tüm kadınlarımıza 5 yılda bir HPV-DNA ve smear testi
yapılmaktadır.
Kanserle mücadele kanserden korunma, taramayla
birlikte uygun tedavi ve bakım ile sağlanabilir. Tarama sonrası pozitif çıkan
vakaların tanı ve tedavisi için Kanser Dairesi Başkanlığı’nca 81 ile yönelik
hastaların yönlendirileceği ve tanıdan tedaviye Avrupa Birliği kriterleri çerçevesinde hizmetler veren merkezler oluşturulmuştur.
Kanser İle
İlgili Efsaneler, Yanlış Bilgilendirmeler ve Damgalanmalar
Kanserle ilgili bazı yaygın efsaneler ve yanlış
algılamalar - tedavisinin olmaması veya kanserle ilgili yapılabilecek hiçbir
şeyin olmaması da dahil olmak üzere - anlaşılabilir bir şekilde korkuya neden
olabilir. Korkularımız; erken tanı için tarama yaptırmamızı engelleyebilir veya
tedaviyi ve bakımı tamamen geciktirmemizi veya yaptırmamamızı sağlayabilir. Genellikle,
geç evrede tanı alarak veya hiç tedavi görmeyerek bu durum daha kötü sonuçlara
yol açabilir, bu da kanserle ilgili tedavi edilemez veya kür sağlanamaz olduğu
yanlış anlaşılma iddialarının sürmesine neden olabilir.
Bu Durumda Neler
yapabiliriz?
• Doğru kanser
bilgilerine erişme
Bilgilenerek, kanser hakkındaki kendi korkularınızı
azaltabilirsiniz ve yanlış düşüncelerinize karşı koyabilirsiniz. Bilgi,
farkındalık ve anlama sayesinde, başkalarının kanser hakkındaki olumsuz inanç,
tutum ve davranışlara meydan okuyabilirsiniz.
• Sesinizi
kullanma
Konuşarak korku, damgalanma ve ayrımcılığı azaltmaya,
algıları değiştirmeye ve kanserli insanlar için desteği güçlendirmeye yardımcı
olabiliriz.
• Farklı
kültürel inançları anlama
Kanserle ilgili kültürel inanç ve uygulamaları anlama;
buna yanıt vermede ve tutumları değiştirmede çok önemlidir.
• Bireyleri
ve toplulukları güçlendirme
Hükümetler, topluluklar, işverenler ve medyanın her
birinin; kanserle yaşayan insanların işyerinde, sağlık sisteminde veya toplumda
ayrımcılığa maruz kalmayacakları bir kültür yaratmaya yönelik kanser
konusundaki algılara meydan okumada rolleri vardır.