DÜNYA
ASTIM GÜNÜ BASIN BİLDİRİSİ
5
MAYIS 2020
Dünya Astım Günü
aktiveleri kapsamında her yıl toplum ve sağlık çalışanları için eğitim ve
farkındalık toplantıları düzenlenmekte ve bir tema belirlenmektedir. Bu yılın
teması da “Astım Ataklarına Son”dur. Bu amaçla astım hastalığı hakkında
kısa bir bilgilendirme yapmak ve toplumda farkındalık yaratmak istiyoruz.
Bunun öncesinde şu anda tüm dünyayı etkileyen COVID
19 pandemisinin astımla ilişkisi konusunda kısaca bir bilgilendirme
yapmak isteriz.
COVİD 19 ve Astım:
Bilindiği gibi korona virüs solunum yolunda tutulum ve
onun yarattığı yakınmalarla seyretmektedir. Benzer şekilde astım da solunum
yollarının bir hastalığıdır. Astımlı hastaların bu olağanüstü dönemi
olabildiğince az etkilenerek geçirmeleri için “Uluslararası Astım
Rehberleri”nin bazı önerileri olmuştur. Bunlar:
- Astımlı hastalar; kortizon da
içeren spreylerini kullanmaya devam etmeli, gerekirse kortizonun iğne veya
hap formlarını almalıdırlar.
- Virüsü diğer hastalara ve
sağlık çalışanlarına yayma riskini azaltmak için nebülizatör denilen ve
astım ilaçlarını buhar formuna dönüştüren cihazların kullanımından ve
solunum fonksiyon testi yapımından kaçınılmalıdır.
- Tüm toplumda olduğu gibi
astımlı hastalar da hijyen stratejileri ve kişisel koruyucu ekipman
kullanımı hakkında; Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığımızın
enfeksiyon kontrolü önerilerine uymalıdırlar. Dezenfektanların aşırı
kullanımının astım şikayetlerini artırabileceği akılda tutulmalı ve bu
noktada dikkatli olunmalıdır.
Astım nasıl bir hastalıktır ve
belirtileri nelerdir?
Astım, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan
bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının daralması sonucu ortaya çıkan
müzmin (kronik) bir akciğer hastalığıdır. Astım tekrarlayan ve ataklar
halinde gelen nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan
hırıltı/hışıltı/ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini
gösterir.
Astım ne sıklıkta görülmektedir?
Dünyada yaklaşık 335 milyon, ülkemizde de yaklaşık
olarak 4 milyon astım hastası bulunmaktadır. Astımın görülme sıklığı
yıllar içinde giderek artmaktadır.
Astım tedavi edilebilir mi?
Astım tedavisinin amacı hastalığın kontrol altına
alınmasıdır. Uygun ilaç tedavisinin verilmesi ile astım belirtileri kontrol
altına alınabilmektedir.
Astım tedavisi ulusal ve uluslararası uzmanlarca
hazırlanan bazı rehberlerin önerilerine göre yapılmaktadır. Rehberler 2019
yılında güncellenmiştir. Uluslararası ve ulusal astım rehberindeki en
önemli yenilik nefes açıcı ilaçların artık astım tedavisinde tek başına kullanılmaması,
mutlaka asıl tedavi edici ilaç olan inhaler kortizon ile birlikte alınmasıdır.
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bu hastalığın
tedavisi ile ilgili gerekli her türlü ilaç ve malzeme bulunmaktadır. Uygun
ilaç tedavisiyle astımlılar iş ve okul dâhil günlük yaşamlarına, hastalık
nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım
ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan
ilaçlardır ve bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen
tedavi edici etkiyi oluştururlar. Özel cihazlarla verilirler. Tedaviye
başlanırken bu özel cihazların kullanım şekli mutlaka hastalara
gösterilmelidir.
Astımlı hastayı bekleyen riskler
nelerdir?
Astım tedavisinin hedeflerinden biri gelecek risklerin
önlenmesidir ki bu kapsamda kastedilen astım ataklarının ve solunum fonksiyon
kayıplarının önlenmesidir. Bilindiği üzere astım hastalığı
ataklar ile seyretmektedir. Sigara dumanı, çamaşır suyu, allerjenler,
viral enfeksiyonlar, stres gibi tetikleyici faktörlerle karşılaşmak, ve/veya
verilen tedaviye hastanın uyumsuzluğu bu atakların başlıca nedenleridir.
Hızlı tanı ve uygun tedavi ile çoğu astım atağı başarı
ile yönetilebilir. Ancak sık ve ağır atak geçiren, atak nedeni ile sık
acil başvurusu ve hastane/yoğun bakım yatışı öyküsü olan astım hastalarında
ataklar ölümcül seyredebilir. Bu nedenle atak oluşmadan önlenmesi önem
taşımaktadır. Astımın doğru tedavisi, hastalık kontrolünü, atakların
önlenmesini ve bu da astıma bağlı ölümlerin önlenmesini getirecektir. Astım
ataklarının bir diğer sonucu hastanın her atak sonrasında solunum
fonksiyonlarında küçük kayıpların olmasıdır ki uzun dönemde bu durum hastalara
artmış nefes darlığı olarak yansıyacaktır. Tüm bu nedenlerle astımlı
hastalar atak geçirmeden korunmalıdır ve bu amaçla hem tetikleyicilerden
korunma hem de tedavi uyumsuzluğuna yönelik girişimlerde bulunulmalıdır.
Astımlı hastanın takibi nasıl
olmalıdır?
Diğer bütün kronik hastalıklar gibi astım da düzenli
hekim kontrolü gerektirir. Bu kontroller hastalığın kontrol altına alınmasını,
atakların önlenmesini, tedavinin düzgün sürdürülmesini ve ilaçların yan
etkilerinden hastaların korunmasını sağlar. Hastalara verilecek yazılı eylem
planı bu konuda hekimlere ve hastalara faydalı olacaktır.
Sonuç olarak, astım tedavi
ile kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Bu kontrolün sağlanmasında
astımı arttıran faktörlerin belirlenmesi, bu faktörlerden korunmanın sağlanması
ve düzenli takip altında tedavinin sürdürülmesi önem taşımaktadır.
Hastaların ilaçlarını doktorunun önerdiği şekilde
kullanmasının, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, sağlıklı
ve dengeli beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın, solunan ortam havasını temiz
tutmanın astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir. Astımlı hastalar
yaşamlarını uygun tedavi ile nefes darlığı, hışıltı, öksürük gibi yakınmaları
hissetmeden ve aktiviteleri kısıtlanmadan astımsız biri gibi sürdürebilir.
Çanakkale İl Sağlık Müdürlüğü